Her yıl 2 Şubat’ta kutlanan Dünya Sulak Alanlar Günü, Afrika’da giderek kuruyan Çad Gölü havzasındaki durumu bir kez daha gündeme getirdi.
Nijerya’nın kuzeydoğusu, Kamerun’un uzak kuzeyi, Nijer ve Çad’ın belli kısımlarını kapsayan Çad Gölü havzası, Afrika kıtasının yüzde 8’ini kaplıyor ve 30 milyon nüfusu barındırıyor.
Bir zamanlar 25 bin kilometrekarelik bir alana sahip olan göl, günümüzde yüzde 90 oranında küçülerek yalnızca birkaç bin kilometrekareye kadar geriledi.
Bu durum, gölden geçimini sağlayan yaklaşık 30 milyon insanı büyük bir tehlikeyle karşı karşıya bırakıyor.
Dünyanın en büyük 11. gölü kabul edilen ve Afrika’nın en önemli temiz su kaynaklarından Çad Gölü çevresinde yaşayanlar yaşayanlar hem küresel ısınmanın kurbanı olurken hem de gölün etrafındaki terör örgütlerinin tehdidi altında yaşıyorlar. Bu durum bölgedeki var olan insani krizi daha da derinleştiriyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü tarafından “dünyanın en önemli tarım mirası alanlarından” biri olarak değerlendirilen Çad Gölü havzasında 15 milyondan fazla kişinin çatışmalardan etkilendiği biliniyor.
EN BÜYÜK ETKENLERDEN BİRİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Uzmanlara göre, gölün kurumasındaki en büyük etkenlerden biri iklim değişikliği.
Küresel ısınma nedeniyle yağış miktarının azalması, gölü besleyen nehirlerin su taşıma kapasitesini düşürürken, aynı zamanda artan nüfus ve tarımsal sulama faaliyetleri, göldeki su seviyesinin hızla azalmasına yol açtı.
Çad Gölü Havzası Komisyonun (LCBC) verilerine göre, 1960’lı yıllarda yaklaşık 25 bin kilometrekare alanı kaplayan göl, günümüzde 2 bin kilometrekareye kadar gerilemiş durumda.
Bu dramatik küçülme durumu, bölgedeki milyonlarca insanın hayatta kalma mücadelesini zorlaştırıyor.
Göldeki su kaybının başlıca sebepleri arasında iklim değişikliği, yağışların azalması, aşırı su kullanımı ve bölgedeki nüfus artışı bulunuyor.
Uzmanlar, bu gidişatın devam etmesi halinde gölün tamamen yok olabileceği uyarısında bulunuyor.
BİR ZAMANLAR GEÇİM KAYNAĞIYDI
Orta Afrika’nın tam kalbinde yer alan Çad Gölü, Çad, Kamerun, Nijerya ve Nijer’in hayat kaynağı olarak biliniyor.
Bölgedeki balıkçılık, tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin merkezinde bulunan göl, son yıllarda hızla küçülerek yerel halkın geçim kaynaklarını tehdit eder hale geldi.
Yükselen sıcaklıkların göl sularını buharlaştırması, geçiminin yüzde 80’ini tarım, hayvancılık ve balıkçılıkla sağlayan havza halkı için önemli bir ekonomik kayba ve hatta bazen etnik çatışmalara neden oluyor.
Sıcaklığın dünya ortalamasından 1,5 kat daha hızlı artması mevsimsel yağışların miktarını azaltıyor. Havza halkı yağış döneminin ne zaman başlayıp biteceğini kestiremiyor.
Bölgede yaşayan çiftçiler, hayvanlarını sulayacak su bulmakta zorlanırken, balıkçılar ise artık eskisi gibi avlanamadıklarını belirtiyor. Çad Gölü’nün çekilmesi, aynı zamanda gıda güvenliği krizine ve yerinden edilmelere neden oluyor.
GÖÇ VE GÜVENLİK SORUNU ARTIYOR
Çad Gölü’nün kuruması sadece ekolojik bir felaket değil, aynı zamanda bölgesel güvenliği de tehdit eden bir unsur haline geldi.
Su kaynaklarının azalmasıyla, göç hareketlerinin hız kazandığı bölgede, tarım ve hayvancılık yapamayan insanlar, büyük şehirlere veya komşu ülkelere göç etmek zorunda kalıyor.
Özellikle terör örgütü Boko Haram gibi gruplar, su ve tarım arazilerinin azalmasıyla ortaya çıkan toplumsal huzursuzluktan faydalanarak, bölgedeki istikrarsızlığı artırıyor.
Boko Haram, 2009’dan bu yana düzenlediği saldırılarda 15 binden fazla kişinin hayatını yitirmesine neden olurken, ana geçiş güzergahlarını kontrol ettiği bölgeye zaman zaman insani yardım gelmesini de engelliyor.
Çad, Nijerya ve Kamerun gibi ülkeler, göl çevresinde güvenliği sağlamak için ek önlemler almak zorunda kalıyor.
ULUSLARARASI ÇÖZÜM ARAYIŞLARI
Bölgesel ve uluslararası kuruluşlar, Çad Gölü’nü kurtarmak için çeşitli projeler üzerinde çalışıyor.
Afrika Birliği (AfB), BM ve Dünya Bankası gibi kurumlar, gölü besleyen nehirlerin yönünü değiştirme veya göle su takviyesi yapma gibi projeleri masaya yatırmış durumda.
Çad Gölü’nün kurumasını önlemek için bölge ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar çeşitli projeler geliştiriyor.
En çok üzerinde durulan projelerden biri, Kongo Nehri’nden Çad Gölü’ne su taşınmasını içeren Transaqua Projesi. Ancak yüksek maliyeti ve bölgedeki siyasi belirsizlikler, projenin hayata geçirilmesini zorlaştırıyor.
Çevre örgütleri ve bilim insanları ise yerel su yönetiminin iyileştirilmesi, sürdürülebilir tarım tekniklerinin teşvik edilmesi ve iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında küresel işbirliği çağrısında bulunuyor.
Uzmanlara göre, doğru adımlar atılırsa Çad Gölü’nün kurtarılması hala mümkün ancak bunun için bölge ülkelerinin ortak hareket etmesi ve uluslararası desteğin sağlanması gerekiyor.
Aksi takdirde, 30 milyon insanın hayatını doğrudan etkileyen bu ekolojik felaketin geri dönüşü olmayabilir.
More Stories
Kocaeli’de Silahlı Kavga: 1 Ölü, 2 Yaralı
İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaşımını alıntılayıp ‘hodri meydan’ dedi
CHP’li Zeybek: İktidar afetlere karşı yapı güvenliğine ilişkin tedbirlerini artırmak konusunda samimiyetsiz